7 Mart 2010 Pazar

İçinizdeki Deha 1- Küçük Beden

Tüm canlıların zekâsının keşfi
Frank T. Vertosick Jr, 2008.


Vertosick Jr, Pennsylvania Neurosurgical Society kurucu üyesi, American College of Surgeons üyesi, Çeviren Selma Çetinçift Doğan, Ledo Yayınları 18, 2008.


Vertosick Jr., bir cerrah ve bu kitapta, canlı sistemlerle ilgilenen bir kişi olarak, doğaya ve zekânın anlamına dair yazıyor. Mikrobiyal zihinden hareketle süper organizmalara doğru derinleştiriyor. Bu çeşitli ölçekteki organizmalarda zekâyı tanımlıyor. Yazısına Nietzsche’ den bir alıntı ile başlıyor:

Ve bu sır hayatın kendisi ile konuştu bana göre:
“Bak!” dedi hayat “ben sonsuza dek o kendini aşması gerekenim.”
–Friedrich Nietzsche, Thus Spake Zarathustra, 1883.-


Mikrobiyal Zihin
Genetik seviyede bütün hayat aynı dili konuşur. Kendimize ait genlerin çoğunun diğer türlerde “arazi testi” yapılmıştır ve bizim kromozomlarımıza virüslerce taşınmıştır. Gen mutasyonunu açıklıyor.


Bakteriler arasında o kadar çok genetik bilgi değişimi vardır ki, mikrobiyal alemde “türler” kavramının tamamı anlamının çoğunu yitirmektedir. Sa.29
İnsan başarısı bilginin gelişigüzel karşılıklı değişimine dayanmaktadır; bu karşılıklı değişim sisteme doğrusal olmamayı getirdi ve insan bilgisinin doğrusal yerine katlanarak büyümesine izin verdi.

… genellikle doğrusal olmamak sisteme büyük karışıklık getirir.
… doğrusal olmayan sistemleri anlaşılması güç yapan aynı karışıklık, ayrıca onları işlerin yapılması için adeta sihirli bir beceriyle donatır. İnsan beynini de içeren her ilginç makine doğrusal olmayan davranışa dayanmaktadır.


Birbirleriyle etkileşen doğrusal olmayan varlıkların gruplarında ortaya çıkan karışık davranışlar ayrıca beliren özellikler olarak adlandırılır. Sa. 31
Bakterilerde evrimleşme işleminin de evrimleştiğini görmekteyiz, ama bu bir sürpriz olmamalı; evrim yaşayan işlemlerin her halini geliştirmeyi hedefler, buna kendileri de dahildir.
(Nietzscche’yi hatırlayın: “Bak!” dedi hayat “ben sonsuza dek o kendini aşması gerekenim.”)


Evrimin geleneksel görüşü hala doğrudur, ama sadece birinci dereceden işlemleri temsil eder; genetik değişimin tamamen doğrusal şeklini. Milyarlarca yıldan sonra, bakteriler doğrusal evrimlerine hipermutasyon, karşılıklı gen değişimi ve hücreler arası işaretleşme gibi yüksek seviyeden bileşenler eklemeyi öğrendiler.
Başarılarının anahtarı iletişimdir; çünkü iletişim, tıpkı insan iletişiminin bilgiyi katlanarak ortaya çıkarması gibi, bakterilerin de değişimi katlanarak meydana getirmesine olanak verir.

Ve şimdi Darwinci adaptasyonun iletişim kuran networklerle sergilenmesine bir ad veriyoruz: Zekâ.


Genetik adaptasyonun modern görüşü sadece bireylerarası rekabeti değil, işbirliğini de göz önüne almalıdır. (teknik olarak, rekabet de işbirliğidir; negatif işbirliği ve bu rekabeti iletişimin yararlı bir şekli kılar.) … Sinir hücreleri hem bir diğeriyle rekabet eder hem de işbirliği halindedir. Sa 40-41.
… bu destandaki genler, enzimler ve bakteriler çok daha büyük toplumsal mekanizmanın, mikrobiyal zihnin çark dişlileridir.

Bağışıklık zekâsı
Mikrop hafızası beynimizde değildir, bunun yerine bağışıklık sistemi denilen alternatif bir canlı bilgisayar formu ile tamamen değişik bir tür beyinde yer alır. Bağışıklık sistemi, vücudun dokuları arasına yayılmış milyarlarca akyuvardan oluşan çok büyük, şekli olmayan bir organdır. Bağışıklık sistemi bizim küresel mikrobiyal zihne yanıtımızdır; mikroskobik âlemde dolaşırken bize hem bir tercüman hem de koruma görevlisi olarak hizmet verir.

Mikrobiyal zihin gibi, bağışıklık sistemi de farklı gerçekleri kaydedip hatırlamaktan daha fazlasını yapmalıdır; ayrıca geçmiş deneyimlerden tahminde bulunmalı ve yeni durumlara bu deneyimleri bir rehber olarak kullanarak tepki vermelidir. Sa.54.
Bağışıklık sistemi kalıpları öğrenir ve sonra kalıpların tanınmasını kullanarak yeni tehditlere karşı zeki tepkiler vermede ustalaşır.

Bizlerin hayatın motivasyonunu değişik bir yolla gördüğümüzü öneriyorum ve canlıların hayatta kalmayı değil sosyalleşmeyi aradıklarını kabul ediyorum. Bu bağlamda, sosyalleşmeyi, beliren davranışlar gösteren kaynaşmış bir gruba dahil olmak üzere bireyin arzusu olarak tanımlayacağım. Hatırlayın ki beliren davranışlar, bir toplumdaki üyelerin sinerjik etkileşimlerinden adeta sihirli bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Sa. 56

Beliren davranışın kısmen hayret verici bir örneği de insan bilincidir. Sa. 57. …bilinç bir diğerine bağlı olan milyarlarca nöronun kesinlikle doğru yolda “belirmesi”dir. Beyin şekilsiz gözükebilir ama gerçekten girift örgülü bir toplumdur. Doğru beliren özellikleri gösterebilmek için –bakteriler, nöronlar ya da insanlar tarafından kurulmuş olsun- bir toplum basitçe parçalarının toplamından daha fazlası olmalıdır.

Gelin bu bulgu ve düşünceleri stüdyo uygulamasına aktaralım; stüdyonun yüz yüze ortamını haklı kılacak birkaç türlü yansımasını görüyorum. Birincisi, bireylerin sinerjisi ile çeşitli davranış örüntülerinin “belirdiği” doğurgan bir ortam olması durumudur. Bu saptama stüdyonun potansiyelini fark etmemize yardımcı olur. Bu ortamı rahatlıkla yaratıcı bir tasarlama ortamına dönüştürmek ya da tasarlama becerilerini engelleyici bir ortama dönüştürmek aynı biçimde mümkün görünüyor. Beyin fırtınası teknikleri, karşılıklı tartışmalar, eleştiriler tümü bu amaca yönlendirilebilir, ancak bu yönelişin yöntemini çağdaş biçimde yeniden tanımlamak gerekecektir. Çünkü Vertosick’in söylemiyle

İnsan başarısı bilginin gelişigüzel karşılıklı değişimine dayanmaktadır; bu karşılıklı değişim sisteme doğrusal olmamayı getirdi ve insan bilgisinin doğrusal yerine katlanarak büyümesine izin verdi. …genellikle doğrusal olmamak, sisteme büyük karışıklık getirir. … doğrusal olmayan sistemleri anlaşılması güç yapan aynı karışıklık, ayrıca onları işlerin yapılması için adeta sihirli bir beceriyle donatır.


İşte stüdyoda bu beceriyi ortaya çıkarmalıyız. Önceki stüdyo uygulamalarında doğrusal, sıralı düşünmeyi eğitim modeli olarak tanımlayan metotlar kullandık. Bugünkü bilgi düzeyimiz doğru davranmadığımızı gösteriyor. İnsan zihni de insanların oluşturduğu topluluğun kolektif zihni de bu şekilde hareket etmez. Bu yaklaşımın işin doğasına aykırı olduğunu öğrendik. Esnek yapı, bulutsu bir doğurgan durum yaratıcılık eğitimi için daha elverişli koşullar sunuyor. Bu konuyu bir kez daha ele alacağım: Gary Small ve Gigi Vorgan’ın Modern Beynin Evrimi: E-Beyin, 2008 kitabını irdelerken.


Bu düşüncelerin stüdyodaki ikinci tür yansıması ise, bu ortamda bireylerin zekâlarından bağımsız, ancak onların bir türevi (uzantısı) olarak, bir tümel zekânın- bilincin- ortaya çıkmasıdır; birlikte bir dil oluşturduğumuz, bu dille iletişim kurduğumuz, birbirimizi anladığımız, dışarıdan gelen uyarılara bu zekâ ile tepki verdiğimiz, tek vücut davranan bir tümel topluluk –toplumsal kimlik, toplumsal benlik- Stüdyo paylaşımcıları arasında beliren davranışın örüntüleri .

Hatırlayın ki beliren davranışlar, bir toplumdaki üyelerin sinerjik etkileşimlerinden adeta sihirli bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Vertosick Jr. Sa. 56. Beliren davranışın kısmen hayret verici bir örneği de insan bilincidir. Sa. 57. …bilinç bir diğerine bağlı olan milyarlarca nöronun kesinlikle doğru yolda “belirmesi”dir.

Diğer yandan, bu topluluk içindeki ortam bireylerin rekabet ettiği ortamdır. Bu da bireysel zihni ve bilinci geliştirir, topluluk içinde daha … (yaratıcı, yönetici, sevilen, sayılan, eğlenceli vb) olmak için birey bilinci rekabete girer ve kendini geliştirir.

Genetik adaptasyonun modern görüşü sadece bireylerarası rekabeti değil, işbirliğini de göz önüne almalıdır. (teknik olarak, rekabet de işbirliğidir; negatif işbirliği ve bu rekabeti iletişimin yararlı bir şekli kılar.) … Sinir hücreleri hem bir diğeriyle rekabet eder hem de işbirliği halindedir. Vertosick Jr., Sa 40-41.

Yine ana metne dönelim, bakalım stüdyolarımız ve yaratıcı beyin hakkında başka neler farkedeceğiz.


… bilinçli bir insan elde etmek için insan beynindeki sosyal yapı tanımlanmış bir mimariyi takip etmelidir. Ve bu mimari –bütünü oluşturan nöronları bir araya bağlayan “kablo şeması”- sinirsel toplum için bir tasarıyı meydana getirir ve bir beyinden ortaya çıkan beliren özellikleri tanımlar. Genel bir mantıkla, zekâ ve bilinç, geniş bir grubun mimarisinden gelen tamamen beliren sosyal özelliklerdir. Canlı sistemler arasındaki fark, derece farkına dönüşmektedir.; prensip farkına değil. Sa. 57.

Rekabet ve işbirliği bu toplumun içinde birlikte vardır. …beyinde nöronlar öğrenme işlemi sırasında rekabetçi şekilde diğer nöronları engeller. Pozitif ve negatif kuvvetlerin dinamik etkileşimleri gerçek bir toplumu kararlı tutar ve beliren davranışlarında ustalaşmalarına yardım eder.


…Makromoleküllerin eski balçıklardaki yoğunlaşmasından World Wide Web deki modern zihinlerin amalgamına dek, hayat ebediyen bağlanır ve genişler. Sosyalleşme ihtiyacı genlerin varlığından önce gelmiştir, genlerin kendileri sosyalleşme işleminin bir ürünüdür. …Hayat sadece hayatta kalmak değildir, o her zaman yeni özellikler göstererek büyümekte ve karmaşık duruma gelmektedir.

Şu anda sahip olduğum genler doğarken bana kalıtımla geçmiş olanlardan farklı mıdır? Evet, en azından bazıları farklıdır. Evrim ayrıca kana susamış bir rekabettir, sadece en uygun genetik çeşitlerin ayakta kaldığı, hayatta kalmak için ölümcül bir savaştır. Ben bunları yazarken içimde bir “en uygunun hayatta kalması” anlaşmazlığı mı çözülüyor? Evet.

İçsel evrim fikri kulağa garip geldiği kadar doğrudur da. Genetik olarak ben kırk beş yıl önceki insan değilim. Ben evrimleştim ya da daha kesin olarak, benim vücudumu ablukaya almış mikrobiyal dünyanın genetik şekillenebilirliğine adım uydurabilmek için, benim bağışıklık sistemim evrimleşti.

Enzim Bilgisayarı
Bu kitabın başlangıcında, tam olmayan bilgi verildiğinde (psikolojide Gestalt), canlıların doğru bir kalıbı tanıması yeteneğini, kalıpların tanınması kavramını tartışmıştım. Kalıpların tamamlanması kolayca networklere gelir; çünkü onlar problem çözmek için çevre görünümü yaklaşımını kullanırlar. Çekici bir vadinin en alt kısmı bir problemin mükemmel çözümünü temsil ediyorsa, bir networkün bu mükemmel çözüme ulaşmak için tamamlanmış bilgiyle başlatılması gerekmez. Başka bir deyişle, vagonun orada sonlanması için bir vadinin en dibine boşaltmamız gerekmez; sadece vagonu vadiye yakın bir yerde boşaltmalıyız ve o kendiliğinden oraya yuvarlanacaktır. Eğer sağlanan mükemmel olmayan bilgi doğru çekicinin yanında networkü başlatmak için yeterli ise network, tepeden aşağı yuvarlanırken boşlukları doldurarak, kendiliğinden doğru çözümle ortaya çıkacaktır. Bir pop melodisinin birkaç notası doğru melodiye yakın olarak beynimi başlangıç durumuna getirmeye yeterlidir; melodinin vadisine inerken, beynim kayıp notaları tamamlayabilir. Kalıpların tamamlanması hafıza ve problem çözmede e-yüzey yaklaşımının beliren özelliğidir.

Her öğrenciye doğruyu (tasarlama yönelimini) basa basa anlatmak gerekmez. Eğer yarı anlaşılmaz biçimde ipuçlarıyla donatırsak ve bu şekilde aktarırsak, kendisi, kendince doğru bir sonuca ulaşacaktır; ki bu da bireylerde olması beklenen, istenen tasarım çeşitliliğini ortaya çıkarır.

Diğer taraftan stüdyodaki proje grubunu bir ağ olarak düşünürsek ve ortak tasarlama süreci deneyimini ele alırsak akla şunlar gelir: Grubun üyelerine istenen problem çözme davranışına yönlendirici başlangıç notalarını aktarabilirsek, ortak tasarlama deneyimlerinde kendiliklerinden bir sonuçta buluşacaklardır. “Ya o ya da bu” durumu yoktur. Eğer görüş farklılıkları varsa iki ayrı sonuca giden iki ayrı ağa doğru bir dönüşüm yaşanır.

… çevre görünümü belli bir zamanda networkün “bildiği” her şeyi temsil eder. Zeki networkler için öğrenme davranışı, geçmiş deneyimlerle çeken vadileri oluşturarak ya da değiştirerek, sürekli olarak çevre görünümü arazisini modifiye eder. Başlangıçta bihaber bir network düz bir görünüme sahiptir. Network deneyim kazandıkça, pek çok çekici havuzunda bu deneyimleri depolamak için görünüm batar ve çıkar. (Bükülmüş evren teması gibi) canlı bir bilgisel çevre görünümü tipik olarak dinamiktir, networkün öğrenmesine cevaben zaman içinde değişmektedir. Bazı durumlarda –beyne bağlanmış olan davranışsal içgüdüler gibi (herhalde motor güdüleri tarif ediyor) – network topografisinin bir parçası önceden programlanır ve bu nedenle daha sonraki modifikasyonlara maruz kalmaz. Sa. 130.

Klonlama ve genetik araştırmalarından elde edilen sonuçları kastederek bu buluşlar bütün şüphelerin ötesinde kanıtlıyor ki bir kas hücresi ve bir nöron arasındaki devasa farklar, ne genetiktir ne de kalıcıdır. Her biri geçici olarak farklı bir rol almakta olan kas hücreleri ve sinir hücreleri, vücut olarak bilinen dikkatle hazırlanmış sahne temsilinde tam anlamıyla, basit bir biçimde aynı hücrelerdir. Bir hücrenin fiili görünümü ve fonksiyonu onun “fenotipini” belirlerken bir hücrenin kromozomal donanımı onun “genotipini” belirler. Farklılaşma bir kuantum olayıdır. Sa. 133. Farklılaşmanın gri gölgeleri yoktur. Ya odur ya da öteki. … bir hücre değişik fenotipik hallerde bulunabilir ama hâlâ aynı hücredir. Hücrenin esas kimliği –genotipi- belirli bir zamanda hücrenin yer aldığı fenotipik vadiden bağımsız olarak aynı kalır. Vücudumun içindeki yaklaşık 100 fenotip (kas, sinir, kemik vb) benim eşsiz tek genotipimin yalnızca farklı sabit halleridir. …Bir hücrenin DNA sı o hücrenin ne şekil alacağına hükmetmemektedir. Sa.135.

Yang ve um
Organik ve inorganik dünyaların her ikisi de benzer doğaya sahiptir ve aynı doğal kanunlara tabidir.
-Leonardo da Vinci, Notebooks, Circa, 1518.


Tüm doğuya özgü felsefelerin temel prensibinin dualizm (ikilik) , yani dünyanın zıt kutuplarının dinamik bir dengesi olduğunu öğrendim. Yang (Kore bayrağında kırmızı, ısının ve tutkunun sembolü) ve Um (mavi, soğukluğun ve durgunluğun sembolü) arasındaki sınır dalgalıdır, düz değildir ve rekabet eden kuvvetlerin daima –değişen ara yüzeyini sembolize etmek için bu şekilde (S şeklinde) biçimlendirilmiştir. Dünya (bu ikilikler) …arasında sabit bir şekilde bölünmüş değildir. Zıtlıklar arasındaki sınırlar sabit bir akış halinde var olur ve bazı durumlarda hiç de kolayca tanımlanamayabilirler. (Kuantumdaki “gri hal yoktur ya orada ya burada” kuralını hatırlayın.)
Dalgalı çizgi dünyamıza nüfuz etmiş belirsizlik ve gürültüyü ifade etmektedir. Sa. 157-158.

Büyüklerin dünyası ile küçüklerin dünyası arasındaki dualizme; kuantum ve yerçekimi dualizmine gönderme yapıyor. Bu ölçekler arasındaki durumu şöyle açıklıyor:
Beliren bir özellik, küçük bir ölçekte etkileşim halinde olan pek çok bireyin toptan hareketinin neticesi olarak sadece büyük ölçekte ortaya çıkar. Hayatı anlamak için belirmeyi anlamalıyız.

Büyük bir grup içinde “beliren davranışlar” iki şekilde saptanır: 1) grubu oluşturan nesnelerin doğası ile ve 2) grup içindeki nesnelerin bir diğeriyle ve dış dünyayla etkileşimi yoluyla.

Grup üyeleri arasındaki etkileşimlerin doğası, grubu beliren bir bütün olarak anlamak için anahtar rol oynar. Vücudumu bireysel hücrelere ayırın ve her hücreyi hayat destekleyici besinle dolu ayrı bir test tübüne koyun. Teknik olarak hiçbir parçam ölmedi; ama ben var olmayı bıraktım. ...Hayatım olarak bilinen mevcudiyet hücrelerin kendileri tarafından tanımlanamaz ama hücrelerin bir arada bağlılığı ile tanımlanır.

Varlıkların nasıl bağlandığı ve nasıl bir diğeriyle etkileşim kurduğu, büyük ölçekte ne şekilde beliren sistemler olacaklarını saptar. … Hayat ve zekânın her ikisi (benim düşünceme göre, ayrılabilir olmayan mevcudiyetler)doğrusal olmayan şeylerden oluşan geniş grupların beliren özellikleridir. Bunların neler olduğu ve nasıl etkileştikleri grubun beliren karakterini saptar. Sa. 162.

İster transistörlerden, ister hücrelerden ya da tüm organizmalardan oluşsun, zeki kümeler karışık bilginin kalıplarını öğrenmeye ve analiz etmeye onları muktedir kılacak bir yolla bağlanmalıdır. Son bölümde böylesi kümelere (bilgisayar alanından gelen terimle) networkler –ağlar- olarak atıfta bulunmaktayım.

Networkler –Ağlar- Genel
· Networklerin neyi nasıl yaptıklarını (ve neden bu kadar temel olduklarını) anlamak için bir network modelini detaylıca keşfedeceğiz. Hopfield (fizikçidir) networkünü.
· Networkler ilerledikçe kendi kurallarını türetirler. Sa.167.
· Networkler yapısal olarak sağlamdır. Büyük bir networkteki tesadüfi nöronsal bozukluk toplam performansı etkilemeyecektir.
· Networkler özellikle kesin değildir. Gürültü ile rahatsız edilebilir. (denge durumu bozulabilir.) sa.176
· Networklerin doğasında yer alan gürültü üretici amaçlar için koşulabilir. (kullanılabilir) sa. 177
· Bir networkteki tüm bağlantılar eşit değildir. (Bağlantı Ağırlık Değerleri farklıdır.)

(i)büyük sayıda, (ii) anında etkileşim kuran, (iii) iki kararlı hali olan (1 ve 0, ya da kuantum halleri) mevcudiyetlerin kümesi bir networkdür. Bu mevcudiyetler her şey olabilirler, bir sinir hücresi ya da bir insan.
· Networkü oluşturan mevcudiyetler arasındaki bağlantılı ağırlık değerleri zamanla sabitlenmez. Her mevcudiyet diğerlerinden bir şeyleri (örneğin fikirleri) alır ve küçük küçük diğer mevcudiyetlere dağıtır. Ve fikirler zaman içinde farklılık gösterir. Bir mevcudiyetin fikri onun kendi deneyimleri ve onun fikirlerini istediği diğer mevcudiyetler tarafından şekillendirilen dinamik bir oluşumdur. (ifadeyi biraz ben de değiştirdim)
Alkış örneğindeki gibi başlangıçta bir konser anındaki tek tük kararsız alkışlar giderek daha kararlı bir tempoya dönüşür. Ağ içinde “beliren davranış” ortaya çıkar.
· Network teorisinde öğrenme, bağlantılı ağırlık değerleri matrisindeki değişimlerle eş anlamlıdır. Canlı zeki networkler- ağlar- harici eğitilmeye yanıt olarak bağlantı ağırlık değerlerini modifiye ederler.

Manyetik kristaller zamanın sonuna dek aynı şekilde etkileşim kuracaklardır ama canlı networkler arasındaki etkileşimler sürekli olarak evrimleşmektedir. Beynimin nöronları arasındaki bağlantılar zamanda bu noktada… şu anda sahip olduklarım değillerdir. Bu kısa cümleyi yazma hareketinin t kendisi kafamın içinde hücreler arasındaki sosyal dinamikleri sonsuza dek değiştirmiştir. Bir network nasıl olur da harici deneyimleri iç- bağlantı ağırlık değerleri değişimine çevirir?

Hebb, nöral devrelerde en sık kullanılan bağlantılar olarak tesir eden hafızaların tekrarlayan eğitimler sırasında pekiştirildiği varsayımında bulundu. Hebb kuralı kronik olarak aktif nöronların beyin içerisinde küçük gruplar ya da sosyal kulüpler kurarak kendi müşterek bağlantılarını sağlamlaştıracaklarını ileri sürmektedir. Network harici bir veri kalıbını öğrendikçe, bu gruplar bu kalıbın dahili görünüm ya da haritasını oluşturmak üzere bir araya gelecektir. (tekrar Gestalt) bir Hebb tarzı network dış dünyayı yansıtan bir şekilde kendini organize eder. Networkü ilk kurduğumuzda ağırlık değerlerini gelişigüzel olarak atarız. (Beynin kullanılan sinaptik bağlantılarının güçlenerek kalıcı belleğe-hafızaya işlenmesi ve kullanılmayan nöral-snaptik bağlantıları ise budanması- silinmesi olgusunu açıklıyor.)
· Her yeni deneyim networkün E-yüzeyini kendi ihtiyaçlarına uyacak şekilde değiştirir.

Sonunda yeni deneyimler eskilerle karışmaya başlayacaktır. Eğer değişik hafıza vadileri çok yakın hale gelirse, network hatalar yapmaya başlayacaktır. İlgiç olarak yeni vadiler E yüzeyde herhangi bir yere zıplamazlar. İki vadinin depoladığı bilgiler ne kadar benzerse, E yüzeyde o kadar yakın olacaklardır. Çok geniş E yüzeyler içerdikleri bilgi tipine göre coğrafi olarak organize edilecektir. Beynimin E yüzeyinin Beatles bölgesinde, beni hatalara eğilimli kılarak melodiler birbirinin üzerine biner onlar karıtırabilirim ama Beatles ile Aeron Coplandı karıştırmam.
· Bir network içindeki hafızanın adresi bir anlama ya da içeriğe sahiptir. Networkler hafızaları o hafızanın içeriğine göre organize ederler.
· Bir networkteki bilgi, networkün bağlantı ağırlık değerleri ile tanımlanan dahili bir enerji çevre görünümü olarak depolanır.
· Networkler kararlı hallerinde kalmayı sever. Sa.281. Bir networkün kararlı bir halden sıçraması bir seferde pek çok şeyin yanlış gitmesine ihtiyaç duyar. Bütün bir organizmayı başka bir kararlı hale –örneğin canlılarda hep beraber başka bir türe- sıçratmak çok daha fazla eş zamanlı değişikliğe ihtiyaç duyar.
· Networkler, dış kalıpları öğrenme işlemi sırasında, nöronlar ve onların bağlantı ağırlık değerleri tarafından oluşturulan iç kalıpları eşleştirerek hatırlar. Karmaşık bir görevi iyi bir şekilde bir kez öğrendiğimizde, onu nadiren tamamıyla unuturuz.

Bu kitap tüm canlı toplulukların network hesaplama paradigması içinde çalıştığını kabul etmektedir; onları evvela canlı yapan şey budur.
devamı gelecek

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Paylaşmış olduğunuz sunumlardan çok memmunuz.İcra Avukatı olarak bu paylaşımlarınızın devamını dileriz.